Maddeden Gelen Enerji
Nükleer enerji ile ilgili nerdeyse bütün faaliyetlerin ulusal yasalar, uluslararası sözleşmeler/ antlaşmalar ve uluslararası boyutta kabul görmüş prensipler dikkate alınarak yönlendirilmesi gerekmektedir. Nükleer enerji ile ilgili kanun, tüzük ve idari düzenlemelerin bulunması, bu kaynağın kullanımına halkın güven duyması açısından her zaman büyük önem taşımıştır. Nükleer enerjiye güveninin sağlanabilmesi için, halk sağlığı, halkın nükleer ve fiziksel güvenliği ve doğal çevrenin korunması ile ilgili kapsamlı ve etkin bir yasal çerçevenin bulunması gerekmektedir.
Bunlar arasında en önemli olanlardan bir tanesi nükleer silahsızlanma ile alakalıdır. Nükleer tesisler, bu teknolojinin geliştirildiği ilk yıllarda askeri amaçlara yönelik geliştirilmiş ve kullanılmış olmasına rağmen, nükleer enerjinin barışçıl amaçlarla kullanımı sonraki yıllarda geniş bir kabul görmüştür. Nükleer faaliyetlerin nükleer silahsızlanma sistemi çerçevesinde tutulması önem taşımaktadır.
Nükleer enerjinin bir ülkeye girebilmesi için farklı alanlarda bazı kararların alınması gerekmektedir. Bu kararlar, genellikle diğer mevcut ulusal politikalar göz önüne alınarak belirlenmektedir. Nükleer enerji programlarını etkileyen en önemli politikalar; enerji, kalkınma, dış ilişkiler ve bölgesel politikalardır. Nükleer enerji programlarının bu politikalar ile etkileşim halinde geliştirilmesi gerekmektedir.
Nükleer enerji altyapılara yönelik katı talepleri olan bir teknoloji olduğundan nükleer enerjinin bir ülkeye girebilmesi sırasında kamunun büyük rolü bulunmaktadır.. Dış politika, finans, yerli sanayi, eğitim, gibi çok sayıda disiplini ilgilendiren girdilere ihtiyaç duymakta, birçok farklı alanlardaki ülke kaynaklarının koordineli bir şekilde harekete geçirilmesini gerektirmektedir. Bir nükleer santral projesinin başarısı, çalışmaların uzun vadeli bir nükleer enerji programı çerçevesinde gerçekleştirilmesine bağlı bulunmaktadır. Birçok kuruluşun (kamu kurumları, elektrik şirketi ve AR-GE organizasyonları vb.) bu program dahilinde bütünleşik ve eşgüdümlü bir şekilde çalışması gerekecektir.
Nükleer enerji, düşük
üretim maliyeti, yüksek ilk yatırım maliyeti, yakıt
fiyatlarındaki değişimlere karşı duyarsızlık, uzun
işletme ömrü ve kayda değer yasal düzenleme maliyeti ile
karakterize edilmektedir. Mevcut
nükleer santraller, genellikle, liberal piyasalarda bile
-özellikle de ilk yatırım maliyetleri amortize
edildiğinde- rekabetçi olabilmektedir.
Esas itibariyle yüksek yatırım maliyetleri yüzünden,
yeni nükleer santral yapma kararları önemli ölçüde
kamusal politikalarla bağımlılık göstermektedir.
Nükleer enerjinin farklı idari ve ekonomik yönleri hakkında daha fazla bilgi için yandaki bağlantı tuşlarını kullanabilirsiniz.